Yeşillenir insanın ruhu, mutlu ormanlar kenti olur aşk ile çalıştığı zaman. Aşk ile emekçi olursak hayata bir zeytin ağacı kadar katkı sağlayabiliriz. Okuduğumuz kitapları merak ederek tamamlarsak mektebin son günü göklere uçururuz keplerimizi. Gece yatarken, sabah uyanırken bir saat zilini beklemessek, erken kahvaltı yapabilecek kadar zinde hissedersek başarımızın bir ünvanı olur. Öyle bir noktaya gelirsiniz ki mutlu ormanlar kentine bekçiler yerleştirebilirsiniz.

Kahvaltınızı hazırlayan bir aşcı, bedeninizi rahatlatan bir masöz size bir zeytin ağacı büyütecek kadar hayat zamanı sunar.
İnsan okurken yerinde su verilmeli ve yeterince serbest bırakılmalıdır. Baskılar toplumun hiçbir yerinde doğru karşılanmaz, yerilir. Eğitmenliğe erişmiş gerçek kişilere ulaşmak şanstır. İnsanın yetişmesi kura ile olur bu üzücü ama çözülmesi zor bir durumdur. Tarih her zaman tekerrür eder. Bu noktada şans sizdeyse baskısız bir eğitmen ile hayata göz kırpabilirsiniz. Özgürlüğü erken görmüş ve yetişmisseniz kendinizden sonrakilere de bunu sunabilirsiniz.

İnsan bir sekizli düğüm gibidir. Bir kısmı kendini çözebilir bir kısmı birisine bağlıdır.
İnsan anne, baba, abi, abla, tanrı, sevgili, arkadaş bağımlılığı yaşayabilir. En zirveye tırmanmak isteyeceği bir an olur ama bağımlılığı buna izin vermeyebilir. İnsan güç aldığıyla çok yolda kathedebilir, hiç yola da çıkamayabilir. Bir konuda farklılık vardır. Bağımlılık aralarında en güçlüsü tanrıdır. Dinlerin korkusuna sahip kimse insan öldürmeye, hırsızlık yapmaya, sapıklık yapmaya uzaktır. Bunu yaratılışa insan olarak katılan her insanın katılma potansiyeli vardır ama tanrının yoktur. Tanrı ile kötüye sürüklenemez insan. Yalnızca tanrıya inananlarla kötüye sürüklenir.
Tanrı sizi inananlardan korusun, tanrı sizi tanrıyla arasında ki diyalogu özel yaşayanlara yaklaştırsın.

Patronlar, müdürler, şefler de size bir yöndür. Bağımlılık gibi değildir ama yolunuzu belirler.
Kaybedilen şansı geri de getirebilir, sizi bir felakate de sürükleyebilir. Bu ünvanlara ait bir bağımlılığı desteklemiyorum. Çünkü yapılan bir emekçilikte olsa hobi de olsa burada insan kendi içindekileri bir noktaya kadar bir ilham ile yürütebilir. İnsanın işinde, hobisinde bir tekrara girme yeri vardır. Buna bağımlılığa giren kişiler hızlı ulaşır. Siz şansınızı alan olup kendi yaratılışınız da bulunan başarıya koşmalısınız. Şansınızı aldığınız kişiye ait olursanız bu bir insanın çift karakterle dünyaya devam etmesi olur. İki karakter de başarılı olmuştur ama birtanesi parmak izi farkını yaşadığı coğrafyadan dışarı çıkaramamıştır. Bu genele yansırsa insan ünvanına ait kişilerin şansından sonra ormanını kendi dikmeye devam etmelidir.

Hayatın adını kendi koyanlardır mutluluğu bahara yeşil, sonbahara sarı sürenler. Beyaz bir kış günü atkısına sarılanlar ve bir yaz günü rengarenk giyinenler. Gömlekleri ütüsüz giymeyenlerdir, güneşin ışığını kırarak dolaşanlardır.Kendilerini tohum görenler, dallardan meyve toplama hakkına sahip olanlarla iyi anlaşırlar. Sağlıklarına dikkat eder, sebzenin can beslediğine kalem tutar, kitap yazarlar. Okudukça yükselir, insanlığa küçülürler. İyi bir insana ait olurlar.

Her şeyi severek yapmak tanrıya komşu olmaktır. İyi insan olmak tanrıya arkadaş olmaktır. İnsanlara umut olmak tanrının duası olmaktır. Bir zeytin ağacı dikmek doğayı yeşertmek, doğayı yeşertmek mutluluğa erişmektir. İnsan severse doğayı, tanrı korur insanı. Sevgi saygı yol ile.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir