Ben düşmanımın seyahat etmesini istemem. Ben düşmanımın uzun yollar gitmesine haset duyarım. Düşmanın layık olduğu bir dünya değildir yol dünyası. Yolculuklara nefret katılmasını hakikat olarak değerlendiririm. Hakikatın olduğu yerde sahte kalıplara giren insan olmam. İnsanı severek dünyayı yeşillendiren bir göze sahip olmanın avantajında, kötü insanı da sahiplenmek yanlıştır. Kötü insanı düzeltebilir kılmak sadece burada birkaç yazar tarafından kaleme alınır. Birkaç insan tarafından topluma sözcüklerle yansıtılır ve bu kişiler halkının en güvenilir insanı olur.
“Gerçek” Brezilya’da otostopla gezen bir Türk ismi olmaktan ötedir. Gerçek ailedir. Aile hayata geldiğin an kazandığın en büyük güç veya en büyük güçsüzlüktür. Ortalama da %99 hayat saygını belirleyecek etmendir. Dünyaya gelmeden teninin belirlenmesidir. Hayat boyu insanlardan alacağın fiziksel tepkileri yaratandır, büyük bir güçtür. Aile uyumdur, uyumsuz bir aile nesillere aktarılmamalıdır. Dünya bir ailenin zenginleşme çabasıyla bu hallere gelmiştir. O “bir” bizizdir. Birey bir “düşmanı” işaret parmağıyla gösterirken “3 üç parmak” kendini gösterir. Kime atılacak bir suç kime verilecek bir yemek çok düşünülmemelidir. Suçlu da aç olanda her zaman toplumdan ayrışmıştır korunmamalıdır. Biz yaratılışta insanlara bir şeyler aktarmak için var olmuşuz bu es geçilmemelidir. Konuşmak insanın mutlu olması için altın kuralıdır. Bazen insanın sahtesini konuşmak, örneklendirmek, yağlı bir saç gibi parladığını dile getirmektir. Bazen ise insanın hakkaniyetlisini en büyük puntolarla sayfa başına taşımaktır mutluluk. Hayatınıza kim iyi yönde dokunursa onu okunması kaybolmayacak bir büyüklükte tutmanız mutluluğunuzun gerçek mimari olacaktır.

Düşman demek benim için ‘Esaret’ demektir. Esaretin bir bedeli vardır hatta filmi bile vardır. Düşmanın, hayatını kısıtlar, mutluluğu, özgürlüğü, güneşi konu alır. Bazen canına bazen malına göz koyan olur. Atlatmak zordur düşmanı, çünkü bir düşman seviyelere ayrılır. En yakınından en uzağa giderse seviye düşüş gösterir. Düşmanını yenmek özgür bir dünya hayal etmektir. Yola çıkmak ise özgürlüğe kavuşmaktır. Düşman denizden esen rüzgârın kaybolması için uğraş vermiş biriyse geçmiş yılların hatırına affedilmez olmalıdır. Hatır bazen kötüye işlenmelidir. Herkes affedilmez sözü bir kısım doğrudur. Kazanılan bir yaşam yolun içindedir. Yola çıkanın alabileceği en değerli hazine yolda bulunduğu her andır. Eve girdiğinde bir dünya kapanır. Hazine kaybolur. Yolda olmayan kimsenin fark etmeyeceği bir şeydir. Hatta daha açık tanımla otele gitmeyen, araba kullanmayan, insana muhtaç bir kimsenin ettiği farktır bu. Hiçbir şey yok her şeye sahip olanın doğrusudur.
İşte yol bir hazinedir fark edenler için fark etmeyenler ise yaşar yine yolu özgürce ve bir düşmana ait olsun istemem o özgürlük. Hazinenin yerini bilmese de düşman üstünde ilerledim istemem. Seyahat en kötüye bile tad verebilecek kadar ‘şekerlidir’. Hasta insanların kullanmaması gereklidir.
Sona gelirsek düşmanımın seyahat etmesini istemem ama en sevdiklerimi yola çıkarmak için canla başla çalışırım. Yolu anlatmak, yolu tattırmak ‘şekeri’ fazla sevmekten olabilir derim mütevazice ama ben en başında ‘pancara’ aşık olmuştum diye de eklerim. Bir gün bir yerlerde karşılacağı zorlukları ilk benimle tatsın isterim yakınımın. Benim olmadığım yerlerde bilgilerimi aktarmaktan mutluluk duyarım. Yeni tanıştığım iyi bir insana ‘seyahati iyi pazarlarım’. Düşmana ise ölümü çalan bir kapı olarak tanımlarım. Seyahati yaşa ki sevdiğim daha çok seveyim seni. Seyahati bir gelenek haline getir ülkem ki daha çok kalayım buralarda. Bana rantcılık yapma, çadırıma para alma, suyuma kapak takma, daha çok uğrayayım sana. Sen korkma halkım yeniden doğar güneş sen iyi olduğunda.
Hasetlik uzak olsun, hasretlik sadece mesafelere kalsın. Düşüncelerinin kötülüğünü hatırlamadan yolun açık olsun. Yollar açık olsun. Düşmana inat bir gün fazla yol gidilsin. İyi insana selam verilsin..
Sevgi saygı yol ile.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir