Her şeyi filmlerde yaşıyor gibiyim. Alkış seslerinde gururlanıyorum, dram müziklerinde bedenimi çökertiyorum. Günler içinde hızlı kilolar alıp saç, sakalı home sapiense benzemeyen bir görüntüde uzatabiliyorum. Kaos zamanları duygularımda heyecanlı oluyorum, özlü sözlerin sahibi olan felsefeci olmak biraz mutluluk verici oluyor. Eşref saatinden uzak bir zamanda insanlığın kötü niyeti için sinir, kin, tehdit ve görmezden gelme seçenekleri gözlerimin önüne geliyor. Ben bir insanım diyorum, insanca yaşayan bir insanoğlunun özel varlığıyım. Haddi kadar terbiyeli, hadsizliğe karşı çok fazla zararlı olabilecek lâkin eğitimiyle kendi seçeneğine karar veren bir insanım diyorum kendime. Konuşuyorum kendimle. Benim hayatım ring yapmalı mı diye soruyorum? Hayatımın başı ile sonu aynı olmamalıdır cevabım. O zaman ben değişkenliğe ait olmalıyım. İçeride benim düşüncelerim sürekli değişmeli. Aynı yere dönmeyeceğime kendime söz veriyorum. Çeşitlilikten haz alıyorum, yaşım ilerledikçe farkediyorum. Görüntüsünden haz almadığım sevmediğim yemek olan “bamya” artık iyi bir aşçının lezzetli elleriyle bana tatlı geliyor. İlk defa tatma duygusu bu, aşcının da iyi olduğunu biliyorum, ön yargıyı alakart etme hissiyatını yaşıyorum ve dopamin salgılıyorum.
Geri döneceğim bir nokta var. Ring yapmak.
Ring demek, bir başlayış yeri ile varış yerinin aynı olması. Toplu taşıma için daha geçerli diyebiliriz. Lakin burası bana ulaşımdan çok insanın yolcuğunu çağrıştırdı. Bazen derler ya insan 7’de neyse 70’nde odur ve bu benim yirmi beş yıllık tecrübemde bile, az vurgusuyla, yaşanmış tecrübe edilmiş bir durum. Lakin insan bu değişime, ben değiştim, ben değişmek istiyorum diyerek ulaşamaz. Yolun başlangıcı doğru olur ama sonuç için her zaman büyük fedalar istenir. Fakir doğanın zengin ölmesi, sağlıksız doğanın sağlıklı ölmesi en zor değişimlerdir. Eğitimsiz doğanın eğitimli olması daha ulaşaılabilirdir. Bir mahalle tanıyanın bir toplumu tanımasıda emek ile mümkündür. Bunların her biri tercih meselesidir. Tercih ettikten sonra inşaat meselesidir ve sonrasında sabırdır. İnsan değişimi en çok sabıra dayanamaz ve kendini eski kişiliğine çabuk döndürür. Ring yapmak hep kolaydır, yürümek zordur, fiziksel yorgunluk yaratır. Değişim bir tek konu üzerinde bulunmadığından kendini yetiştirdiğin konudan sonra yeni bir konuda seni denemek ister. Zeka girer devreye, çözüm kabileyeti girer, belki beş kez bir beton delecek gücün vardır ama bir çözüme eskiye dönmeden ulaşmak hepsinden ağırdır insanın sırtına. İşte insan burada tüm değişimi göze aldığında sırtda ki yükten kurtulur, tırmanan kişi, tırmananı izleyen kişi kadar yorulmaz, düşünmez. İnsan yola çıktığında, yola çıkmayı hayal ettiğinde, sadece gezmek üzerine değil herhangi bir varlık, madde kazanım konusunda o yolda olduğunu bildiğinde tüm yükler hafifler, ilerleyenin yükü hafifler. İnsan bu durumda iyi olmaya meyilli olur. Kötü düşüncelerden arınır lakin narsist kişiliği artabilir. Bu geçici olmalıdır yoksa kendini göremeyebilir ve attığı adımlar ileri sayılmaz. Toplumunun içinde yaşadığını, filmin içinden çıktığını ara ara görmelidir. Film içinde olma tutkusu bir başarı getiriyorsa zararı olmaz ama gerçekleri önüne dediğim gibi ara ara koymalıdır ve insan ringsiz bir hayatı kendine fikrimce, mümkün kılmak için gayret göstermelidir. Daha heyecanlı daha istekli ve bu doğrultuda kendine ve çevresine daha mutlu bir hayat sürdürebilir kılabilir. Herkes kendine istekli, herkes değişime yönelik bir evren hayal ediyorum. Ring yapmayan coğrafyada yaşam hayal ediyorum. Şehir girişi tabelaların artık olmayan nüfus sayıları gibi bir yaşam hayal ediyorum. Değiştiği tahmin edilen, o anı merak edilen, araştırarak öğrenilen ve o gün yeniden değişen bir hayat. Filmin sonu nasıl mutlu olunur olmadan, tercih ile yapılan bir hayat diliyorum. Mutluluk bazı manzararda uzaklarda, bazı anlarda yakınlardadır. Bir gün batımı uzaktan, bir dudak ısırığı yakından daha tatlıdır. İkisinin de rengi vardır. Hayatta her şeyin rengi vardır. Bir begonvil renklerinde hayat istiyorum hepimize. Geçmişe, geleceğe sevgi saygı yol ile.
Diğer Yazılarım
ÇÖP KUTUSU
İyi bir kitap okumak istiyorum bugün. Beni demoralize eden hayat akışının manşet haberleriyle ilgilenmemek hatta olanca bir hızla uzaklaşmak istiyorum. Kendimi sadece iyi bir kitaba...
ALKOL
Gömleğimin cebine bir kutu bira saklamış seyahat ediyorum. Tonunu maviyle, turuncu arasında tutmakta zorlanıyorum. Biliyorum ayırmışlar renkleri, renkleri seven insanları, damakta lıkır lıkır, lık lık,...
MASA
Dört ayaklıdır, sağlamlığı ile bilinen bir nesnedir, üstüne yük bırakmakta çekinmeyiz, biçimine, rengine, boyutuna dikkat ederiz. Kollarımızı koyarak ders çalıştığımız sırada kollarımızın kaymasını istemeyiz, dizüstü...
IŞIKLAR
Kırmızı ışıklar uzun sürdü bugün. Nereye yetişeceğimi bilemediğim bir gün. Beklemek ile bir varlığa zarar vermeden geçebilme başarısı içinde sıkışıp kaldım adeta. Bahsettiğim birileri insanlar...
HANGİSİ’SİN?
İnsan davranışlarının bölünebilirliğini, çoğabilirliğini, değişebilirliğini kendimizle tecrübe ederek öğrenmeliyiz. İnsanların düşüncelerini renklere benzetmenizi istiyorum. İdealiniz olan düşünceyi mavi bir renge odaklamanızı ve asil olarak maviyi...
ZAMAN
İnsanları geçmiş fotoğraflarıyla analiz edebildiğim günlere geldiğimi bildiriyorum bu yazıda. Bunu bir yetenek olarak gördüğümü söyleyemiyorum ama bugün tanıştığım kişinin geçmiş fotoğraflarından onun önceki hayatına...