Gülümsersen bana, kahkahalar da boğulurum, hüngür hüngür ağlarsan karşımda, toprağa uzun uzun ağıt yakarım, göz bebeklerin büyürde korkarsan yanımda, çığlık atarım çok gür bir çığlık.. Sen bana ne hissettirirsen ben onun fazlasını yaparım bilirsin..
İnsanların günümüz yansımasıdır bu bakış. Bu coğrafyada ne verirsen alırsın. Ektiğin her şey dönüp dolaşıp seni bulur. Gerçekler yaşanmış ki atasözü olmuş. Bela dönüp dolaşıp seni bulur demiş büyüklerimiz, bulmuş. Yaşattığını yaşamadan göçmessen bu dünyadan demişler, doğruymuş.
İnsan artık modern bir kıvama gelmiştir. Taşrası, kenti ayırmaya gerek kalmamıştır. Herkes, herkesi ayıklayabilir duruma gelmiştir. Ayıklamak derken insan üzerine, bir fasülye ayıklaması kadar kolay değildir bu. Halbuki fasülye ayıklamakta bir zaman meseledir. Zamanı olmayan kimse o yemeği yemeye oturamaz. İnsan’ın da başlangıçında bu vardı işte özellikle taşra da yaşayanların bir zamanı vardı. Taşra ayırt etmek için bekledi. Önce kentler ve kent sahipleri bu sömürüyü sahiplendi. Sonra yetmemiş gibi ellerinin değmediği yere gitmeye çalıştı. Taşra kendinden verdi, verdi, verdi. Hem maddiyat hem maneviyatta taşra yoruldu. Yorgunluk bir yerde insanın fark etme duygusunun star verdiği yerdir. Taşra yeni bir düzen istedi. İnsanı teklonojiyi evine aldı, düşüncelerini toplulukta ifade etmeye başladı. Taşra’da ki kişi evini açık tutmuştur yıllarca. Kimse de parmakla göstermemiştir. Parmakla göstermek her zaman iyiye alamet değildir sonuçta. Özellikle kötü için bir “işaret oku” gibi yansıtılır, bilinir. Taşra’nın sahibi artık konuşmaya başladığı zaman ilk parmağını kaldıranlar olmuştur. Zaman mücadelesi taşranın göçüne sahip olmuştur. Büyük göçler olduğu kadar kalanlarında büyük bir gücü vardır. Yani göç ve güç dengesi eşit işler. Birileri herkesin toplu verdiği emeği tek başına yer. Belki de en korkak kimse buna sahip olur.
İnsan yaptıklarını da yapacaklarını da bilir. Elbet herkesin bir can damarı vardır. Bu sosyal hayatta pek işlemez. Can damarına kadar gelinen yol önemlidir. Bir sınava hazırlanmak uzun bir zaman gerektirir. Son bir korku sınavı geçirmez. Bir kavga son noktada atılan bir yumrukla kazanılmaz, film hikayesi olur ancak. Bir ilişki son dakika değişimi ile ateşlenmez, soğumuştur. Aile, mahsulü iyi bir duygu ve bilinçle beslemediyse dönüt alması için son dakika tüm servetini ortaya koysa bir işe yaramaz. İnsan kazanılması en zor varlıktır. Arkadaşlarınıza bir bakın ilköğretimden iş hayatınıza kadar. Zorunluluk ile kaç arkadaşınız oldu. Bugün ise yanınızda gülümsemenizi paylaşmak, onlara kazandığınız parayı harcamak, gözyaşınızı sıkmamak isteyeceğiniz kaçı var?
Hayatta her insan tercih yapabilme kapasitesine sahiptir. Bu iyi bir tercihle başarılı, mutlu bir hayata sürükler insanı. Arkadaşları, kuzenleri, ilişkileri, antrenörleri, hocaları ve sizin de aklınıza gelen tüm insan ilişkilerinizi düşünün. Bu bir fikri topluluğa yaymak değildir, çok dışarıdan farkedilmez. İnsanlar sizin hayatınıza parmak gösterirse ortaya çıkar. Kimsesiz yaşayan bir kimse hiçbir zaman kendini kötü hissetmez. Kendini tanıtmayan bir kimse ‘kötü’ anlatılmaz. Tercihler insanın içinde birbirini hem besler hem yaralar. Hayat hikayenizi düzenlerken buna dikkat etmeniz gerekir.
Konunu “yaparım bilirsin” olmasının en önemli sebebi bu. Yaparsın ve sen bilirsin ama yetmez. İnsanlar doğdukları coğrafyalarında katkı sunmalıdır. Kilometrelerce uzakta yaşam sürsen de doğduğun yerde bir izin var. Sen o izi bir gün yeşillendirmek ile görevlisin. Bu senin dünyaya yollanış amaçlarından biri olabilir. Hayat görüşünün içinde dinin farketmez bunu yapmak veya anlamak için. Sen önce kendi izine su katmalısın. Bu senin göç ettiğin yere bir huzur erişimi de demek olacaktır. Sonra bu başka insanlara ‘yaptı’ olarak dilden dile geçeçektir.
Hayatını birazcık sorgu dünyasında yaşayan her kişi birçok kişiye etki etmektedir. Burada milyarları bağış yapması gerekmez. İnsanlar kendilerinde ki değişimle ancak dünyayı değiştiren lider sıfatını alacaklardır. Çünkü gördükleri ve sonuç çıkardıkları ‘kötü’ durum onların ‘yarattığı’ bir duyguydu. Bunu birçok kez dile getirdik lâkin yinede tekrarlamakta fayda vardı.
Beni bilirler yaparım..
Ne geride kalırım ne çizgide
Korkuyu yaşarken titrerim,
Gülerken iki sandalye deviririm..
Bir yemekten tuz alırım
Şekerlik kullanmam..
Tatlıyı yerinde yaşlısından yerim
Coğrafyaları tek tek dolaşırım
Tanrının yarattığı ile,
İnsanın güzelleştirdiğini görmeyi hayal ederim..
Adıma yakışırım,
Dostlarımın planlarını bozarım..
Her dakikaya bir kilometrelik yolculuk sığdırırım
Ben insanı yolda ararım..
Ben insanlığı yolda ararımm..
Ben kendimi yolda ararım..
Ben yolda bulur..
Yolda kaybederim..
YAPARIM BİLİRSİN
Sevgi saygı yol ile.