Hayatımda devam eden süreçler bütünün en önemli duygusal etmeni mutluluğum. Bugün biraz sizlere uzun süre boyunca mutlu hissetmediğimi ama yine yakın sayılmayacak bir zamandan beridir de içimin kıpır kıpır olduğunu, bu süreci nasıl işlediğimi anlatayım. Mutsuzluğun süreci 2020 pandemisiyle başlamıştı fakat pandemiyle bir süre sonra ilişkisi kesilmişti benim için.Çünkü o zaman haziran başında kalkan yasaklar ile beraber insanlar işlerine gitmiş, yaz seyahatlerine başlamış, yurt dışarında açılan kapılarda seyahat eden insan topluluklarının olduğu gruplar sorularla dolmuştu. Eğitim online devam ediyordu. Hayat hastanelerde ki veya evdeki karantinada ki insanlar için işliyordu. Fakat beni benim için işleyen kısmı ilgilendiriyordu. Kalkan yasaklarla beraber benim de dört yıllık okul hayatım tamamlanmıştı. Geriye baktığımda bırak bir ayını bir günü bile boş geçmeyen dolu dolu bir üniversite hayatım olmuştu. Bunun farkında olarak hayatın devamlılığını arzulayan, hayalleyen biri olmuştum. Süreçın ilerleyişi isteklerim doğrultusunda gitmediğinde tepkim iyi olmayacaktı.Öğrenmem gereken, tecrübe etmem gereken onlarca şey vardı. İleriye dönük yolculuğun içinde devam etmeden önce yapmam gerekenler açıkçası biraz canımı sıkmaya başlamıştı. Ellerimde tuttuklarım sadece günümü kurtarıyor gibi hissediyordum. Daha fazla gelişime ve çok hızlı hayatın gerçek yüzüyle tanışmaya ihtiyacım vardı. Birkaç ay boyunca hayat ile tanışmamız ülkemizin malum sorunlarından ertelenmişti. Yürüdüğümü hissettiğimde koşmam gerektiğini anlamıştım, gözlerimi kapattım ve tercih etmeden bir noktaya kendimi yerleştirdim. Pandemi vardı evet ama benim gözüme takılan insanlar birşeyler üretebiliyordu, yolculuk yapabiliyordu. Elbette sizlerin gördüğünüz insanlara da rastlıyordum. Fakat evinde pandemiyle tıkanan insanlar benim hayat görüşümde değildi. Alışkanlıklarımızın devam etmesi gerektiğine inancım tamdı. Bu bir cahillik veya saf cesareti de değildi.En güzel yaşlarımızdaydık. En güzel yaşlarımız da bedenlerimiz öldürülmesin diye ruhlarımızı öldürüyorlardı farkında değildiniz. Farkında olduğum da canım fazlasıyla sıkılmaya başlamıştı. Sürecin tabiki de sadece al çantanı yola çık olmadığı bir dönemdi. Ülkemin ekonomisinin gittikçe kötüye gitmesi beni birkaç hindi salam, birkaç tırnak pideyle idare edemezdi.Zaten seyahat etmekte bu değildi. Bu bir yolculuk, yolda olmak. İnsan yolda olmak istediğinde her şeyden bağımsız buna geri dönebilir ve ya en başından onunla başlar. Başka seçeneği yoktur. Yol bu kadar acımasızdır. Gezginliğin en zor yanları saatlerce yürümek, araç beklemek, insan düşüncelerine maruz kalmak değil. Üşümek veya fazla terlemek değil. Açlığı ile sohbetidir. İlk dönemin de ki karnının guruldumasından utancıdır. Bunu ilk defa yolda olan biri asla ben rahattım diyemez. Ben de öyle bir gezgini kabul etmem. Bir duygu, bir sosyoloji varsa bu seyahatinin içinde insan utanır, insan ağlar, insan kaslarını, kemiklerini, vücudunu eller. Bir gezgin bunları gerçekten tadar. Şimdi tekrar süreç buraya dönsün demek benim için o zaman kolay bir tercih yöntemiydi. Kamera alma, sırt çantası alma, ekipman alma hatta sat ikinci el daha ucuzlarını al filan. İnsan ülkesinde kendi sorunlarıyla masaya oturamıyorsa yolculuğunda ki sorunlarıyla nasıl masaya oturucak ki? Aylarca sorunlarımla masaya oturdum. Ülke içindeki seyahatlerimi mutsuz kıldım. İlmek ilmek kafamda işliyordum. Hergün hesap, her gün. Kimseyi görmemişim o zamanlarda. O kadar çok kendime sarılmışım ki bedenim kendini o kadar sıkmış ki rahatlaması çok uzun sürdü. Sonucunda yolculuğum başladı. Amaç mutluluğun yolda olması değildi. Hadi artık mutlu ol diye düşünmeyin çünkü ben bir tarihi kente, yeşil bir doğaya, suyu buz gibi olan bir ırmağı hayal etmiyordum. Göreceklerim yabancı bir ülkede bulunan bakkalın içinde neler olduğuyla o bakkala gelen insanların, çocukların neler aldığı ve neler alırken mutlu olduğuydu. Yani insan, insan, insan ve insanların benim coğrafyamdan uzak yaşadıkları hüzünler, mutluluklar, yemekler, giysiler. Bir bütün olarak insan dediğim her şeyin detayı var. Her şey de çok fazla detay var benim hayatımda, konuşmalarımda, yazılarımda. Sarılan bedenim bir gün ayrılmak zorunda kaldı kendinden. Çünkü sarılırken içine almadıklarım vardı, unuttuklarım. Mutluluğu gerçekten o zamana kadar tamamen yakalamış değildim. Yoluna soktuğumu düşünüyordum, ama bir süreç gerekliydi bana. Erken kesilmeyen, farkındalığımın kendine gelmesini sağlayacak bir zaman dilimi. Hiçbir zaman bütün hatalarım olmadı. Hem parça parça hatalar yapardım. Bir bütün gözüktüğünde konunun nereye geleceğini ve benim onu düzeltmek için ne kadar hızlı koşucağımıda aynı anda düşünen biriydim. Her şeyin değişmesi benim seyahatlerimi bırakmam olmadı. Kız arkadaşımdan ayrılmam olmadı. Yeni bir iş aramam olmadı. Çıktığım istanbula geri geldiğimde tamamen değişmiştim. Bunu insanlara aktarma düşüncem bir vardı bir yoktu. Dikkat çektiğim konular oldu, olsun da istedim. Mutluluğu tamamen yakalayamadığım bir sürecin nereden geldiğini hatırlıyorsunuz dimi. Bir şeyin peşinde olmaktan. İstanbula döndüğümde peşinde olduğum bir şey kalmamıştı. Kabullenmiştim. Herkesi ve kendi yaşamımı. Hayatım bu süreçten sonra nasıl yaşamak isterse öyle yaşayacaktı. Bunun farkına vardığım gün başımın ağrısı geçti, uykularım yerine geldi, yüzüm güldü. İnsanlara pozitif enerji verdiğimi kendimde gördüm. Hiçbir şeyin rahatsız etmediği bir hayat birşeyin peşinde olmamam ile başlamış oldu. Hayat üstünde koşturmayı da hak ediyor. Kavuştuğunuz konularda sevdikleriniz veya düşünceleriniz aynı kalıyorsa karşılığını size çok fazla güzellik ile veriyor. Akışına bıraktığınız da, isyan etmediğiniz de, gelişine dünyaya gelişine gol atılır düşüncesinde yaşadığınızda da güzellikleri önünüze seriyor. Dünyayı da, insanlarıda fazlasıyla seviyorum. Kimsenin hayatıyla ilgilenmiyorum. Kendi hayatıma sıkı sıkı sarılmıyorum.Bir hayat var ve onu yaşıyorum, güzelliğiyle daha fazla. Kötülüğüne can sıkmadan üstünü kapatarak geçiyorum. Kazandığımı fark ettim, mutluluğu çok yerinde yakaladım. Yaşım biraz daha geçseydi içinde kalmak ileriki yıllarımda pişmanlığım olabilirdi. Herkes güzel bir insan. Giden de güzel kalan da. Hepinizi seviyorum, bunu içimde koca samimiyetle söylüyorum. Mutluluğunuz daim olsun, sevgi, saygı yol ile.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir