Elime sivriliği kaybolmuş kurşun, yazıların puntosu olduğundan kalın olacak kadar ucu kapalı bir kalem aldım bir de uzun zamandır beklediği için sararmış lise yıllarından kalma deneme test sayfasını aldım. Kağıdın arka beyaz kısmını çevirdim kendime doğru. İlk sayfa belki çözümlenmiş sorulardı belki de diyorum ne gördüğümü hatırlamıyorum çünkü. Belki de hiç ellenmemiş ve ellenmediği halde sararmış bir test sayfasını kullanıyorum şimdi. İnsanın da var mıdır hiç kullanılmadan eskiyeni? Vardır değil mi, ortak ağızdan konuşuyoruz duyuyorum. Belki de köyümüzün çoğunluğu belki sınıf arkadaşlarımızın bir kısmı belki de kendimiz değil mi? Görebiliyor muyuz kendimizi? Karşıdan bir uyarı almaya ne kadar açığız? Kendimizi sevelim derim her zaman, kendimize kızalım da derim. Peki hiç başkasının kendime kızması veya direkt sizin üzerinizden konuşursak kendinize kızdırmaya ne kadar açıksınız? Ne kızdırması canım hangi devirde yaşıyoruz diyebilirsiniz? Bu azarlama olduğu zaman içinde kötü bir tabir ama buna öğüt dersek nasıl hissederseniz? Öğütün de boyutları yok mudur? Yaşıtınızdan alacağınız öğütle yaşlı bir bilgeden alınan öğüt farklı değil midir? Sizin yaşıtınızın size öğüt vermesi sizce acı mıdır? Fikrimce, eğer bir üretim ve öğrenme aşamasındaysanız değildir. Ama kişilik kısmındaysanız ve yüzünüze söylenen kısımda dahil anlamayarak, üzülmeyerek hatta o anlık olduğunuz hata içinde farkına varıp kendinize sinirlenemiyor ve tamamen gelen cümleler içinde sıkışıp kaldıysanız bu sizin için acıdır.
Bazı insanlar olur hayatta ve büyüklerimiz bu insanları sevmezler onlara insan müsveddesi derler. İyi bir tabir midir? Karalanan bir kimse iyi midir, üstü çizilen veya hor görülen. İnsanın müsveddesi ağırdır. Tüm defterlerden ağırdır, sözcüklerin yükü çok fazladır. İnsanları en çok sözleriyle yaralayabilirsiniz. Fiziksel şiddet sonrasında gelir. Fiziksel şiddet iyileşir ama toplum içinde askerlik tabiriyle “çarpılmak” yarayı büyütür. Kendinize ne zaman bunu hak ettim diyebilirseniz o konuyu halletiğinizi gösterir.
Müsvedde insan barındıran bir toplumda kalem tutmakta tehlikelidir. Karalayacak birilerini görmek, bilmek, ortaya çıkarmakta tehlikelidir. Bu konuların bir zorluğu da insanların birbirinden haberdar olmasıdır. İnsan o kadar tanışık olur ki ayakkabısını çalan alt komşusuna bir şey diyemeyecek hale gelir bazen. İşte hayatın çifte standartı buradadır. Karşısında bir insan görürsünüz ki o komşuyu bir köpeğin poposuna atılacak terlikle bağdaştıramassınız. İnsanlığın hafif bir incinmesini duyduysanız ve olumsuz halini yaşadıysanız insan incitmek istemez, komşunuzun poposundan vurarak durdurmak istemessiniz, tatlı hale bırakırsınız.
Yaşıyoruz iç içe yaşıyoruz nefes nefese bazılarımız binaların duvarlarını birleştirmiş hal de bazılarımız çamaşır ipini ortak kullanır hal de bazılarımız ile bir yönetim adı altında kurallara uyarak geçim sağlama derdinde. Sonra bir ofiste emir altında, göz üstünde, bir telefon ekranında takip içinde, gökyüzünde her anı kaydeden bir biçimde izleniyoruz. Hepimizin kayıt altında olduğu bir gerçek. Defterimizi temiz tutmalıyız.
Bugün için defterimizi açtık. Tertemiz bırakmak mıdır yaşamak yoksa karalamak mıdır istediğimiz kadar? Birisinde hiçbir tehlike barındırmadan güvenli, huzurlu bir yaşam, birinde uçlarda dolaşmak ve istenilen her şeyi gerçekleştirmek? Kime vereceksiniz bu defteri diye sorsalar ve cevabının Tanrı olduğunu bilseniz? Ne yapmak isterdiniz, açık açık soralım tanrı bir hoca olsaydı onun karşısına hangi defterle çıkmak isterdiniz? Tanrım huzurla yaşadım demek kolay gelebilir mi evet, ya tanrım sana güvendim ve korkusuzca yaşadım demek nasıl hissettirir? Tanrı kimi daha çok sever? İyiyi. Doğru ama tanrı öyle bir dünya yaratmış ki vahşi hayatında olduğu? İnsan korksun diye mi, bana daha çok güvensin, sarılsın diye mi? Bunlar hep bir soru.
Önemli olan sizin bir defteri niye karaladığınız. Niyetiniz birkaç dedikodu ortaya çıkarmak ise tanrı size burada olmasada birgün bir yerde karşılığını sıfır olarak çizer fikrimce. Tanrı ilerlemeyi sever ve okumayı dinlemeye tutkuyla bağlıdır. Siz de okunacak ve heyecan uyandıracak bir defter hazırlayın, kimsenin ve kimsenin hayatının müsveddesi olmayın.
Yaşayın, kazanın , yaşayın.. Kendi hayatınızı yazın.. Sevgi saygı yol ile.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir