İnsan, yaşamında kalacağım nokta ile devam edeceğim dediği noktayı doğru ve net karar ile seçebilmelidir. Bunun için kendini yetiştirmeye yüksek eğitim almaya başladığında başlamalıdır. Yüksek eğitim öncesi insan yaşı ve yaşadığı hayat çemberi içinde daha dar, daha küçüktür. Yüksek eğitime geçtiğinde yeni şehirler görebilir, yeni arkadaşlıklar kurabilir. Sorumluluk sahibi olmaya başladığını hissettiği yaşlarıdır. Meslek öğrenmeye başlar, yasaklarından kurtulur. Zaman onun için oldukça hızlı akıyordur. Zamana yetişmek için birden fazla meşguliyeti olur, olmuyorsa da olması doğru değerlendirilir. İlgili, meraklı bir genç, öğrenci öğretim boyunca öğrendiklerinden ömür boyu sorumludur. Öğrenilen, çözülen bir hayat oldukça yenilik getirir. Öğrenilen bir hayat yeni sorular getirir. Çözülen bir hayat bir sorudan onlarca cevap çıkartabilir. Zaman bu soru ve cevap ilişikisi içerisinde çok şeffafdır. Öğrenen insana saklıdır zaman, çıkmaz ortaya. Yaş yetmiş değil yetişmiş de olsa bir ucuna dünyanın o hikaye bitmeyecektir. Vakitin hızla aktığı zaman içinde, yasaklar kalkmış, bir konuya ulaşmak için meraktan, çalışmaktan, yorulmaktan başka gaye yokken insan hatırlamalıdır da kendini. Bahsettiğim kendin, ahlaki ve manevi değerler. Öğrenilen bilgiler, gerçekleştirilen hobilerin altında maneviyat vardır ve bunun altında da duygusallık vardır her zaman. İnsan meşguliyetini kaybettiğinde bu duygusallık kendini yüzeye doğru çıkartmaya başlar. Şimdiye kadar çalıştığın, öğrendiğin anlarda zaman şeffaftı,sana kendini hatırlatmazdı, şimdi ise zaman kendini sana gösterdi. Duygusallık yüzeye çıktığında durgunlaşma başlar ve kendini açar akrep ile yelkovan. Geldiğin yaşı, mesleki bilgini, iş tecrübelerini, yanında olan erkek/kız arkadaşlarını, ailen ile anlaşmalarını sorgulatır sana. Bu sorgu insanı hayattan soğutmak için gelmez insana aksine daha çok farkına varman için gelir. Bir oyundan, bir sohbetten sonra durur bakar ya insanlar veya kahkaların arasında bir sessizlik girer, üzüntülerin arasına bir suskunluk işte o sorgudur bu. Kimler gelir, kimler geçer aklınızdan. Oradaki insanlardan uzaklaşır gidersiniz birkaç saniye birkaç dakika. Geri geldiğiniz de mutlu olmanız, enerjinizi devam ettirmeniz sizi o gittiğiniz yerden tutacak biri olmamasıyla değerlendirilir. Sevdikleriniz de olabilir sevmedikleriniz de sorgunuzu cevaplamadan döneceğiniz birkaç saniye yeni bir konuya güleceğiniz içtenliğinizi değiştirecektir. Ya siyaha beyaz ya da beyaza siyah karışmıştır artık. Zamana bakacağınız anlarınızdan birtanesi olacaktır. Zaman sizlere gözükmediği anlarda bugünlere hazırlanıyorsunuzdur. İnsanın kendisini geliştirdiği herhangi bir meslek grubunda aslında insanın belli duygu ve düşünceleri de gelişmektedir. Biz hep dışarıya hazırlanır haldeyizdir. Avukat olursanız sevdiğinizi savunmayı öğrenirsiniz, öğretmen olursanız toplumu savunmayı öğrenirsiniz, mühendis olursanız üreteni savunmayı öğrenirsiniz, doktor olursanız empatiyi savunmayı öğrenirsiniz. Diğer meslek gruplarıda bunların içinde kendine yer bulabilmelidir. İnsan beklemediği anların, beklemediği soruların içinde yetişir. Cevaplar ve davranışlar insanın bir sonra ki kademeye geçişidir. Dostunu savunan ile empatiyi savunan arasında oldukça fark vardır. Dostunu savunan empatiyi savunmayı kalktığında kaybeder. Hayat sadece ona yanındakini tutmaya iter. Bir öğretmen ise geleceği işçi, mühendis, öğretmen, doktor, memur olan çocukları bir odada toplar. Hepsinin konusundan hak doğurmalıdır. Sınıf toplumdur ve toplum her zaman haklıdır. Bugün ellerin çoğunlukta kalktığı yerlerde insanlar çok zengin olabiliyor, filmlerde çoğunluklar seçildiğinde insanlar ölebiliyor, yaşıyabiliyor. O yüzden o topluluk korunmalıdır bir öğretmen için, savunmalıdır. Kişi ise artık hayatın ona zamanı hatırlattığı noktalarda, durgunluk suyun yüzeyindeyken ilgilendiklerini kendine bir ayna olarak tutmalıdır. Sorular ve cevapları işlerken duygusallığı düşmediği, korkmadığı, kaybetmediği yerde iken ben baş edebilirim diyerek durgunluğundan çıkmalıdır. Eğer ki hayat o korkaklığın içinde durağanlığa giriyorsa bu uygulanmamıştır ve eğer hayat, eğer insanlar sizi etkileyecek yanlarınızı buluyorlarsa kendinizle yeterince ilgilenmediğiniz ortaya çıkmış olur. Kendinizle ilgilendiğinizde, soruların cevabı özgün olduğunda sizi elbette etkileyenler olacaktır lakin düşünme ve cevaplama arzunuz net ve kararlı olacağı için her bir sorun sizden uzaklaşacaktır. Durduğunuz noktalarda benim diyebilin. Benim kararım, benim kararlarım geçerli olacak diyebilin kendinize. Hayatlarınıza aldığınız insanların kararlarına saygı duyun, beraber yola devam ettiğiniz insanların kararını sevin ama hayatınıza siz karar verin. Net olun lütfen, kendinize ve çevrenize. Sevgi, saygı yol ile.
Diğer Yazılarım
DOĞA
Hafta içi kaosu o kadar çok yaşıyorum ki cuma mesai saatinin bitimiyle kamp hazırlığına başlayarak doğa terapisini başlatıyorum ruhumda. Önce kamp için eksiksiz bir alışveriş...
YAŞ’ALMAK
İnsanlar her yıl en az bir gün kendilerini hatırlarlar. Bunu insanlığın büyük bölümü devamlı gerçekleştirir. Bazı insanlar ise yılın ya da yılların içerisinde ki yorgunluktan,...
EYLÜL
Hepimizin yaz bitti dediği günün öğle vakitlerindeyiz. Bugün planlanmış bir yazım yoktu genel olarakta yazılarımı planlı hazırlamasamda bazı zamanlarda aklıma gelen düşünceleri, kelimeleri anlık not...
HER ŞEY HALLOLUR
Sevgili okuyucularım, yaşadığım coğrafyanın içerisinde bulunan adına metropol dediğimiz bir kentin, İstanbul'un, doğma, büyüme ve olgun bir yaşa doğru yol alma evresindeyim. Kentin içerisinde her...
ENGELLERİ AŞMAK
Hayatımı tanımlamam gerekirse size ilk cümlem "engelleri aşarken kendime hep bir şeyler aldığımı fark ettiğimdi, hayatım o yüzden hata yapmadı, kararlarım hep net oldu kaybettiklerimle...
SORUMLULUK
İlk iki sıra eşim Berfin tarafından yazılmıştır. Olay örgüsü şöyle oluşmuştur; yeni yazı yazmaya hazırladığım zaman diliminde mutfağa gittim ve kendimi biraz iş kafasından, hayat...