İnsan doğası öğrenmeye ve öğretmeye açıktır. Çevreniz ile kurduğunuz sohbet bir alışveriştir. Öğrendiklerimizi kendi dilimizde kavurup, senteleyip alıcı tarafa öğretmen, öğretici oluruz. Bu ekosistemin bir gerekliliği gibi sürekli kendini tekrar eder. Aile fertlerinin en büyüğü bunu başlatır. Büyükbaba, babanıza tecrübelerinden, öğrendiklerinden ne kadar büyük bir oradanda geçirebilmisse sizinde babanızdan alabileceğiniz verimin oranı o kadar yüksek olacaktır. Bu babanızın hayat görüşünde kendini sorgu sualine almasıyla değişebilir. Bazen bu oran azalır bazen hiç beklenmedik seviyelere ulaşabilir.
Babalar konuşmaya başladığı zaman hayat sıfırdan başlar. Yaşınıza kadar yaşadığınız tecrübeler kendini suskunluğa bırakır. Bildiklerinizi büyük oranda doğrulamayacaktir lâkin bazı durumlarda sizi aşağı çeken yeni fikirler de üretmeyebilir sadece size yeni bir bakış açısı kazandırır. İnsanın alacağı en verimli sohbet budur. Baba, anne, abi, abla sizi aşağı çekebilecek düşüncelere ait olmadığı sürece oluşturdukları yeni fikirler sizi rahatsız etmez, içinizde sorgu dünyasında sizin, kendileriyle çarpışmalarini engeller.

İlişkilerinizde öğrenen, öğretici olmak sürekliliği sağlamalılidir. İnsan bu duyguya kendini kaptirmamalidir. Gerekli yerlerde ise es gecilmemelidir. Paylaşım odaklı bir ilişki de önemlidir. En çok sevgiyi paylaşmak önemlidir. İnsan hayatının her noktasında sevgiyi paylaşılabilir kılmalıdır. Huzursuzluğu sevgi yok eder, serotonin hormonunun ana kaynağı sevgiidir.Ask sevginin çılgın halidir. Aşk, işten, hobiden, aileden, arkadaştan öte kenarda eş geçilmeyen bir duygu olarak hayat kuralı kalmalıdır. Çünkü aşık olmadan önce arkadaş olur, hobiler yaşar, işler paylaşırsınız aşk ile aile olursunuz. O yüzden kuralınıza sahip çıkın. Etkilemeyi insanları, etkilenmeyen insanlardan.

Okudukca öğrenci olduğunu fark etmiş mektepliler, yaşadıkça insan olduğunu farketmemis mektepsizler. Mektepsizler, yaşamı ahlaklı kilamamislar. Haklarını mektepsizlikleriyle geride bıraktıklarini düşünmüşler. Ailelerinden, patronlarına ‘eti senin kemiği benim kalmışlar’. Ne öğrendiklerini bilememişler ama anne, baba olduklarını hissettikleri ilk gün öğretmen olduklarının hissiyatini yaşamışlar. Her şeyi vermenin öğretmenliğe ait olduğunu ama bunun bir bedelinin olmadığını seneler geçtikçe kavramışlar. Öğrenilmedikce cirkinlesen dünyadan ayrılmışlar. Sen bilmessin laflariyla kaybettikleri huzuru alfabenin ilk harfiyle geri kazanmışlardır.

Yaşamın içinde alışveriş yaptığınız her gün. bilgiyi paylaşmaktan çekinmeyin. İlgisi olmaz diye sohbetlerinizi saklamayin, sohbet cimrisi olmayın. Yaşadıklarınizdan alacağımız o kadar çok şey var ki her bir sohbet kuru bir dudağa su damlası gibi adeta bunu böyle hissedin. Kendinize öğretici olarak, hayatta öğrendiklerize öğrenen olarak teşekkür edin..

EKİN HAYATI

Bir parça güneş var toprağın neminde
Suyun yansıması işleyecek insana

Ekinler diz boyunda gelişecek
Mahsul ziyan olmayacak, güven gibi
Meyve olgunlaşmamış olacak aşk gibi
Tellerin dikini öldürmeye yetecek lâkin
Kumaşı yeni dikilmiş olacak memleketin

Evine bağlı kalacak insanın özü

Benimseyen olacak her metrekareyi

Kazancı yaşamaya yeter olacak

Ne sefaletten ölecek ne sirozdan
Bilecek kendisinin ahlâkî değerlerini
Toprağın ölüme eş anlamlı olduğunu
Buz gibi bir bedenle mezara yatmanın,
Ne kadar ürpertici olduğunu..
Yaşayana dokunmanın şehvetini,
Ölüye dokunmanın muhatara hissini..

Sevgi saygı, yol ile.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir