Tarihler hiç bu kadar kendini olgun göstermemişti. Belki tam bir sayıya ulaşmaktı hissedilen belki gençlik psikolojisiydi. Herkes bu duyguyu yaşıyor gibi hissediyordum.Hislerimde kuvvetli olduğum için olacakları kalem aldığım zamanlarda çevrem sessizleşirdi. Eğitim hayatı ülke ortalamasında lisans seviyesinde 22’de sonlanırdı. Dönemim yaş ortalamasını tuttuğunda fakülteye girdim ve çıktım. Geçirdiğim zamanları olgunlaşmak olarak görüyordum ama büyük hissetmek üzerime oturmuyordu. Yaşadıklarımı tecrübe olarak görüyordum ama insanlara sunacak kadar eğitici görmüyordum. Belki biraz kendimin olmak istemediği halinden kaçıyordum. Yönelimleri oluştuğu için başarılı sayılırdım.Yönelimi olan tüm akranlarımı hep başarılı görür, tebrik ederdim. Tanışıklığımın bulunmadığı büyüklerimi akıl hocası kabul ederdim. Sohbetlerine ulaşır, motivasyonlarını ilham kaynağı alırdım. Sevdiğin yol üzerinde geçirdiğin zamansal süreç bir noktada sonlanmıyordu bunu öğrenmiştim. İnsanın ilgisinin olduğu bir konuya mesaisi yoktu. Gecesi ve gündüzünü kattığında alacağı zevk ona maneviyatı verirdi önce. Bazıları bunu maddiyatlada örtüştürürdü. İkisini birden kazanım biraz ‘yürü ya kul’ dedirtmesini gerektirirdi. Tanrı bazı insana şans sunarken bazı insanı korurdu. Korunduğum dönemlere ait biriydim. Şiddetli bir coğrafyada korkarak ilerlediğim ilgi alanım vardı. Ne soyuldum, ne de o şiddetten bir gram aldım. Sadece şanssızlığa üzüldüğüm anlarımı hatırlıyorum bu anlar. Sizlere kendimi sunuyorum. Bu yazıların ulaştığı ‘yaş grubu’ akranlarım olsun diye yazmıyorum, mutlu bir dileğim kibrit kutusu evlerde, yurtlarda yaşayan içinde bir tutku yatan gençlere ulaşsın. Bu dilek beni oldukça mutlu ediyor çünkü biraz tutkusu olan bir genç bir yerlerde bir şeyler araştırır ve hiç ummadığı noktalarda ona dokunan şeyler ile kendini yola atar. Bu yol seyahat olur, müzik olur, resim olur hiç önemli değil. Üstünde vakit geçirmek ile kalmaz adı artık o ‘yol’ ile anılır. Ben adı yol ile anılan bir genç olabildim. Yolculuğa bunun için çıkmasanız da bu sizin bir yerde en büyük motivasyon kaynağınız. Kim olmak istediğinizi değil kim olduğunuzu anlatıyor. O yüzden değerli bir şey arkanızdan bahsedilirken hikayenizle örtüşen adınız. Buralara gelmek en çok kendi isteğinizle oluyor tabi. Bir aile bir devlet zorunluluğu ile bir yerlerde ismi hatırlanan kimseler yoktur. Öyle bir mantıkta yoktur. Bilirim ki mücadeleniz öyle noktalara dokunmalıdır ki bugün aranız iyi olsada bir zamanlar onlarda sizin yolunuza taş döşemek istemiş olmalıdır. Aile, devlet, ilişki, arkadaş, öğretmen, akraba toplulukları doğru hikayenin başlangıçına asla ama asla destek değildir. Hiçbir fikir mücadeleye başlayana destek olmaz. Sorular ve yapabilecekler konuşulur ki siz zaten çok öncesinde onların konuşmalarınızı uyku yarılarında cevaplamıssınızdır. İşte süreçler o kadar detay barındırır ki her yaşı katlanarak geldiğiniz zaman durup bir noktada büyümeye ait bir şeyler hissetmeniz çok olağandır. Eğer yaşanızı yaşıyarak ilerleyen biriyseniz ya çok başarılısınızdır ya da stabil. Başarısızlık insanı geride bırakır. Hedefler olmadan hiçbir limana varamaz hiç kimseye yetişmessiniz. Minimum mutlu bir hayatta doğumunuza eşit insanlar yürüdüğünüz yolda olmalı. Psikoloji akranlarımızla yürür. Kimse yaşlı bir kimsenin tecrübelerini kıskanmaz. Bir lise öğrencisinin bilgisizliğini yermez. Konuştuklarım genel olarak yaşıma gelecek gençlere yolda nelerle karşılabileceklerini sunuyor. Biraz üstü kapalı oladabilir yarı açıkta. Akranlarımın çıkaracağı bir ders değil ama yaşamlarında kendilerinin istatisliklerini çıkarabilecek bir konuda aynı zamanda. Kendimi sizlere sunarken kendimi tartıyor olmam, kendimi dinliyor olmam buradan kazanmadığım maddi durumdan çok değerli bir noktada aynı zamanda. Eksikliğini hissettiğim şeylerin artısını, artısını hissettiğim şeylerin eksikliğini yazarken öğrendim. Hissettiklerim ile 26. Şubat günü 25. Yaşımı doldurmuş olacağım. 27’sinden sonra yeni bir yolculuk görüyorum kendimde. 30’ncu yaş geldiğinde yine yazabilmeyi diliyorum. İyi hissediyorum, iyi ki 25. diyebiliyorum. Kendime,ülkeme ve insana mutlu ve ölümün sadece kader olduğu, artı olarak gençlikten uzak olduğu seneler diliyorum. Sevgi saygı yol ile.
Diğer Yazılarım
300!
Merhabalar sevgili okuyucularım, dostlarım, Bugün sizlerle 300. yazımı buluşturuyorum. İlk başladığım anları anımsıyorum; elden ele dolaştırdığım yazılarım, “Olmuş mu, olmamış mı?” diye içerisinde kaldığım kararsızlıklarım,...
YAZ HAZIRLIĞI
Hadi gel müjdeler verGözlerimdeki yaşı sil yeterTut tut ellerimiSarıl bana şımarık sevgilim Şubat'ı müjdeler ver ile uğurladım. Son zamanlarda en çok dinlediğim parçalardan kendisi.Bu yazıyı...
İHSAN
Kaleme aldığım yazılarımın başlık kısımları hayatımın içerisinde süregelen durumlardır. Bir işin insana iyi gelmesini önemserim. Bir hobinin mutluluk vermesinden yanayım. Bir işin heyecanlı hatta bazen...
-1
İHMAL! Bir gün mutluluğun içinde yok olmama dileğiyle… İnsan arıyoruz! Bir gün umudun içinde bir çarşaf parçasına sarılmamak dileğiyle.. İnsan arıyoruz! Birgün enkazın altında üstümde...
REEL’s
DÜZEN’SİZ Hayatın akışını takip etmemizin gerekliliklerinden biri sosyal medya iken bir anlamda doğanın gerekliliğinden kopuk yaşamamızın bir parçası da sosyal ağ. Ne onsuz olabiliyor, ara...
İKİLEM
Hayatta en büyük korkum ikilemlerdir. Cesaretim, tutkularım, tecrübelerimin birçoğu ikilemlerden geçmiştir. İkilemde kaldığımda kendime kazanç sayabilecek zorlu tecrübeyi yaşadığımda günü mutlu kapatabiliyorum. Hepimizin ikilemleri oluyor...