Kendi vakitlerimde hayata dair gerçek gördüğüm, olmasının doğru olduğuna inandığım konularla yüzleşmeye başladığım zamanlar da bunu çevremlede paylaşma düşüncesinde bulunurdum. Benim gördüklerimi görsünler isterdim. Belki de görüyorlardır, ben mi geç kalıyorum acaba diye de arada kendime sorardım. Fakat dün veya bugün bir şeyleri hissettiğimde paylaşmamak, geç kalınmışlık veya erken farkediliş ne kadar önemli olabilirdi ki sadece içimden geleni yapacaktım ve hep de öyle yaptım. İnsanlara, arkadaşlarıma, dostlarıma, aileme ve ilişkime hep bak bunun böyle olması daha mantıklı değil mi diye anlatırdım ya da benim düşüncem bu diye açık açık söylerdim ve söylemeye de devam ediyorum. Yaptığım planları, düşüncelerimin arkasındakileri herkes bilirdi. En uzaktakiler benim hayatımı çözebilirdi, en yakınımdakiler ben olabilirdi. Ufacık saklama duygum yoktu. Açıktım her şeyde. Gezgindim, birşeyler yazmaya çalışıyordum yaşadıklarımı tamamıyla dile dökemediğim noktalarda. Her şeyimden herkes haberdardı. Hala da öyle. Peki ben sizlerin, dostlarımın, arkadaşlarımın, ailemin, ilişkimin ne kadarından haberdardım? Bugün neyi anladığım zamanlardayım biliyor musunuz? Hiçbirinizi tanımıyormuşum meğer. Siz gidenler, siz sadece benim hayatımı bir yere kadar izleyip, yaptığım, yazdığım iyi şeylerden kendinize bir ders, yapmadığım ama yapmanın belki de doğru olacağı konulardan kendinize kötülük çıkarmışsınız. Bu yıl hayatımdan birçok kişi eksilttim, eksiltildim. Geriye dönük baktığım da sorguladığım konular benim sizlerin hayatında varolurken sizlerin düşüncelerinizden bir haberdar olamamam ile başladı aslında. Burada ben mi önemsemiyordum sizi, siz mi yıllardır tanıdığınız dostunuzun, kardeşinizin, sevgilinin size bakış açısına bakarak korkuyordunuz ve anlatacaklarınız içinde o karakteri boş olarak görüyordunuz? Hayat, gelecek, yapılmak istenenler, kariyer planlarınız ve yanımda ki mutsuzluğunuzu düşündüğümde benim elimden gelecek hiçbir şey görmüyorum ve görememişim de. İnanın üzüldüm. Hepinizi kaybettiğime üzüldüm. Bir de kendime bunu kendi ellerimle size verdiğim için kendime kızdım. Ben yollardan çok şey öğrendim, kitaplarda çok yerlerin altını hayat felsefesi yaptım ama paylaşmamayı da siz bana öğrettiniz. Saklamayı, bir anda gitmeyi, bir şans vermemeyi, aşk, para, dostluk en güzel sizlerden bir ömür ders aldım diyebilirim. 4 yıldır geziyorum hiç bu kadar kötü insanlara denk gelmemiştim biliyor musunuz? İnanın hepiniz çok kötüsünüz. Hayatta kimseyi nefret etmeyecek kadar sevmemelisin derlerdi. Çok sevginin bir bedeli varmış onu ödüyorum bu yıl. Kendimle yüzleşiyorum. Bu olaylardan bağımsız okuyucularıma da sesleniyorum ki gerçekten paylaşmayın düşüncelerinizi, hayallerinizi, sizi sizin gittiğiniz yolda vurabilicek her şeyi saklayın. Her şeyi kaybettiğim bir yıl oldu bu yıl. Önce para kaybettim, sonra dost kaybettim, sonra bir daha dost kaybettim, sonra ilişkimi kaybettim, sonra seyahatlerimi ve şimdiler de aileden birilerini.. Şu an yaptığım bile paylaşmak herşeyi açık açık. Okusunlar diye ya. Bir gün girip okusunlar dilerim okumalarını. Yazmak içimden o kadar gelirken, kelimelerim dökebileceklerimden vazgeçip, içimdekilerden yürüyor tek tek. Buradan geri kalan her şey göze alabileceğim noktalarda ve herşeyini kaybetmiş bir adamın kelamları son buluyor. Saklayın, inanın saklayın.
Diğer Yazılarım
REEL’s
DÜZEN’SİZ Hayatın akışını takip etmemizin gerekliliklerinden biri sosyal medya iken bir anlamda doğanın gerekliliğinden kopuk yaşamamızın bir parçası da sosyal ağ. Ne onsuz olabiliyor, ara...
İKİLEM
Hayatta en büyük korkum ikilemlerdir. Cesaretim, tutkularım, tecrübelerimin birçoğu ikilemlerden geçmiştir. İkilemde kaldığımda kendime kazanç sayabilecek zorlu tecrübeyi yaşadığımda günü mutlu kapatabiliyorum. Hepimizin ikilemleri oluyor...
KEYİF
KEYFİYLE YAŞAMAK Elzem bir konudur keyif. Özellikle gençliğin üstünde durduğu, bazen anın tadını çıkardığını, bazen, az biraz siyahı, kapkara gördüğü konudur. Okul hayatındaki gençlerimiz ile...
TAHTADAKİ GÜNAHLARIM
Bence tahtaya yazılmış en büyük günahlarımız insanlarla olan kavgalarımız. İnsanların birbirine küskünlüklerinin Tanrı katında bir masumluğu olmadığına inanıyorum. Tanrı’nın affetmeyeceği tek şey budur çünkü tanrı...
DOĞA
Hafta içi kaosu o kadar çok yaşıyorum ki cuma mesai saatinin bitimiyle kamp hazırlığına başlayarak doğa terapisini başlatıyorum ruhumda. Önce kamp için eksiksiz bir alışveriş...
YAŞ’ALMAK
İnsanlar her yıl en az bir gün kendilerini hatırlarlar. Bunu insanlığın büyük bölümü devamlı gerçekleştirir. Bazı insanlar ise yılın ya da yılların içerisinde ki yorgunluktan,...