Hayallarden bahsettiğim günlere dönüyorum bugün, hayallerinizin olmasının sizi her şeyden, herkesten bağımsız kendinizi yukarıya taşıyacağını anlattığım, yazdığım zamanlara dönüyorum. Hangi konumda olursanız olun, lise yıllarında, üniversite yıllarında, iş hayatında, tek başınıza veya ailenizle olun bir şekil de toplumun içine girmeden yaşamanız mümkün değil bir evrenin içerisinde. Sürekli bir kalabalığa karışacaksınız, zorundasınız. Bu arada arkadaşlarınızı da unutmadım, onlar ya süreklidir sizinle ya da hiç yoklardır. Ortasının olduğu insanları hiç tanımadım. Hayali yaratmak tamamen bir iç duygudur. Her çocukta vardır ama bu herkes de yetişkinliğe varamaz. Yetişkinlik de hayal doğmaz demiyorum ama bu doğacak bir hayal olursa da bunun çocukluğun ya da gençlik yıllarının içinde kalmış bir ulaşılamamışlık ve sonradan hatırlanarak ortaya çıktığına inanıyorum. Ne düşlüyorsanız ya geçmişisinizdir ya da şu an tam içindesinizdir. Ben hayal hatırlayan değil, hayali yaratan bir çocuk oldum; hayallerimi çocukluktan, yetişkinliğe sürdüren, büyük bir kısmını gerçekleştiren biri oldum. Bu duyguya sahip çıktım ve dedim ki ‘Hayaller sadece hayal sahibinindir.’, ‘Hayaller elbet bir gün gerçek olur.’ Kendi inandığım duyguya, benden önce inanmış ve başarmış insanları tanıdım. İzledim, yazdım, kendi yolumda başarıyı da başarısızlığı da tatmış insanları bir su içer gibi yudumladım. Nerede yanlış yapacaksam üstüne gittim, nerede doğru varsa anlatmaya çalıştım. Tecrübelerimi her zaman paylaştım ve bu tecrübelerin bir gün benim gibi paylaşılanları okuyan, dinleyen, kendine bir ders çıkarıp bir yola girmek isteyen insanlara yarar sağladığını gördüm. Hayatta bir iş ne kadar başarılı bir şekilde yapılırsa yapılsın, ondan daha iyisi de daha kötüsü de yapılırken o yol üstünde ki tecrübeler her zaman el değiştirir. Sen hayatı ne kadar kopyalarsan kopyala senin hikayen her zaman farklı olacaktır. Asıl kazancında burada aslında, kopyalarken bile yaptığın emeğinle yeni bir hayat tecrübesi kazandın, ne kimseyi yendin, ne kimseye kaybettin ama bu işin eninde sonunda farklılaştın, farklı oldun yaşadıklarınla ve yine farklı olacaksın bundan sonra yaşatacaklarınla. İnsan’ın hayallerinin olması ve bunun sadece düşüncelerinde geri plan içerisinde yaşıyor olmaması gerekir. Bu anlattığım duyguları hayallerinizi geride bırakarak anlayamassınız. Anlamanız için, dikkatle üstüne basıyorum, bir konuyu, bir insanı, bir maddeyi, bir formülü anlamanız için onu yaşamanız gerekir. Aynı yoldan farklı tecrübeler ile yaşamanız gerekir. Yine de söylediğim şey yüzde yüz bir sonuç değildir.Ama anlayabilir duyguya girip, anlatabilir veya dinlenebilirsiniz. Aksi taktir de bir eleştirmen olursunuz. Hayalleriniz gerçekleştiğinde toplum içinde (arkadaş çevresi, okul, aile) bir noktaya gelebilirsiniz. Ya çok sevilirsiniz, yada nefret edilirsiniz. İkisinide yaşayacağınıza inancım tam. Yine ortasına inancımın olmadığını dile getirmek isterim. Ama insanı rahatlatan şey bu iki duyguda değil. Eğer oluyorsa bilin ki bir problem var. Orası da ayrı bir konu. Sizi rahatlatan şey, o şartlardan hangi koşulda geçmiş olursanız olun, bu sizinle ömür boyu devam edecektir ve siz bu yaşadığınız hazzı bırakın kimseleri tek başınıza bile öyle yaşayacaksınız ki size dokunacak kimseyi aramayacaksınız. Çünkü, size yeni bir arkadaş doğacak hayallerinizin sonunda. Yaşadıklarınızı kendi içinizde tartışıcaksınız. Neler de boğulduğunuzu, nerelerde zevk aldığınızı konuşup, sorularınızın cevabını bulabileceksiniz. O yüzden bu yaşantı da varsa bir hayaliniz peşinden gidin derim. Benim için konunun buradan sonrası biraz tıkalı. Benim bir hayalim ülkemin her memleketine ulaşmak, insanını tanımak, yemeğinden tatmaktı. İnsanları tanırken, kendimi de tanımaktı. Gerçekleştirdim. Mesela benim hayalim bir blog açıp hissettiklerimi yazmak değildi, bu ülkeden ne kazandığıma, bu ülkede ne gördüğüme ait bir kitap yazmak değildi ama hayalimin içinde gerçekleşti. İlk hayalim, benim için ikinci kurduğum hayalin yarım da kalmış olsa, ilerliyor olsaydı da üstünde olacaktı her zaman. Çünkü ilk hayalimdi ve ilkini başaramamış olsaydım belki ikinciye adım bile atmazdım. İkinci hayalimin benim için %50 si neydi biliyor musunuz? Yabancı bir ülkede otostopla şehirlerarası seyahat et, bekleme süresi yaşa, sohbet et, verilen ikramı geri çevirme ve o gecenin akşamında kalabalık bir hostel de konakla. İkinci hayalimin %50 sini gerçekleştirmiş olmak, geride bıraktığıma baktığımda beni tamamlıyor. Çünkü oradan sonrası ülkeler arası geç, gel, kucaklaş,sayılarını artır ve devamını zaten biliyorsunuz. İçinde yaşayacaklarına sonsuz saygıylayım ama bazı şeylerin kazanımı daha önemli benim için, en azından bir şeyi kazanırken de kaybederken de emek vermek önemli. Yani kendim bir şeyleri gerçekleştirdim, gerçekleştiren duygularıda izliyorum, hala takip ediyorum ve burada sizlere doğuracağınız o güzel hayalleriniz de çamurlu ayaklar diliyorum ve diyorum ki battıkça ağırlaşacaksınız ki orada olmayı hakettiğinizi daha iyi sorgulayabilmeniz gerekicek ve yürümeye çalıştığınızda üstünüzden atacağınız çamurları gülerek hatırlayabileceğiniz anları daha tadında yaşayabileceksiniz.

-sametevrenaycicek

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir