“Sana kara yazıldı sanma insanın da kaderi böyle” der Erkin Koray.
İnsan bir yolculuğa çıkar, mevsimleri bavulunda taşır. İnsan bir hikayeye başlar, anılarını kaleminde taşır. İnsan bir insana uzanır, merhametini kalbinde taşır. İnsan aklına koyduğu ideali başarmak isterse onu yakınında taşır. İnsan gideceği yola girdiğini hissetmeyebilir kendini mutlu edecek kadar ilerlediği bir yolculukta eksiklikleriyle de başarıya ilerler. Başarıya giden yolun tam teçhizat olmasının bir anlamı yoktur. Bir kurşun kalemin, bir yaprak sayfasının insanlığa ulaştırdığı nameler çok değerlidir. Bazı başarılar yazılmıştır, anadan babadan geçer insan. Bir ailenin tüm fertlerinin doktor olduğu konumda aileye katılan yeni mimik elleri olan bebeğin geleceğini tahmin etmek çok zor değildir. Aileler neyse çocuklar odur değildir tabiki ama gen çeker bunun inkarının ihtimali düşüktür. Görüldüğü yerler daha çok bir yere gelememiş ailelerde ama burada gelemediği yerin farkında olup çocuğunun gelmesi için tabiri caizse saçını süpürge eden ailelerin evlatlarında gözükür. Fıtrat işte o zaman değişebilir, insan kaderi böyle değilse.
Kadere inanırım, öyle böyle değil, fazlasıyla inanırım. Beni kadere inanmama iten neden ise istediğim bir şey için ne kadar çabaladığımı yahut ne kadar çaba göstermediğimi görebiliyor olmak. Elimden gelenin en iyisini yaptığım bir işin olmamasını kadere bağlarken üzüntü duymam. Kendimi bilirim, ne istediğimi, neyi istediğimi bilirim. Yolda çekilen cefanın sonunda sefasını süreceğimi bilirim. O yüzden pes etmem giderim en ileriye. Bazen durdurur seni yaratan. Ben yine giderim, hayat hiçbir zaman bir seçenekten ibaret değil derim. Bazen maneviyatımı bazen maddiyatımı bazen yanımdaki insanı zora sokarım ama giderim. Yolun sonunda varışın olmaması yahut istediğimi elde edememek beni üzmez o noktada. Uğraştığım tek şey o yolu gidebilmekti derim varış bir kader ya o olur ya olmaz. İşte tam tersine de böyle düşünürüm. Uğraşmadığım bir hikayede kader değilmiş demeyi sevmem, söyleyeni sevmem. İnsan istediği şey için tavuk gibi didikleyecek, benim görüşüm insan o işin ehli olana kadar o işin her dalını öğrenecek, hiçbir iş bize yaramaz değildir özellikle istediğin bir iş bir hobi bir seyahat veya neye bal damlatıyorsan o yolu ilerlerken ellerinin yapış yapış olmasından çekinmeyeceksin ve uğraşsız emeksiz bir isteği kadere bağlamayacaksın. Uyuşuk, tembel bir hayalperest olmayacaksın.
Her yolculuk arnavut kaldırımlı taşlardan geçer. Bu ilerlemenin ne kadar zor olduğu bir yol olsada lügatta, dikkatini veremediğinde ayağını kaydıran yol olsada, aynı zamanda gelmesi mümkün olan doğal afetide engelleyen, düz zemine ait olmayan taşlarla kaplı yola söylenen tabir olsada arnavut kaldırımlı yollar aynı zamanda taşların arası açık olduğundan suyun akıp gitmesini sağlar. Öyle ki bu yoldan geçenler de olur yola bakıp kalanlarda. Sen neredesin ve nerede olmayı tercih ediyorsun.
Bir düzenin olsun, kibrit kutusu büyüklüğünde bir evin olsun, karnının açlığı ile sinirlenmeyecek kadar paran ve inancın olsun, karnının tokluğu ile böbürlenmeyecek kadar mütevazı duygun olsun, yüzünün gülümsemesini sağlayan bir kadının olsun, büyüdüğünü yüzlerinde oluşan kırışıklardan anladığın sevgi dolu bir ailem olsun, heyecanını, adrealinini yaşamayı sevdiğin bir hobin olsun, olmassa sakin hayatını sürdürdüğün bir kütüphane köşen olsun, derim, dilerim insanlarda. Biraz çabala ve bir şeyler senin olsun, kaderin adına kapılma, kendini o yola çıkar, yanındakilerle paylaşarak ilerle, sevdiğin uğraşlarınla hep beraber ol, onları kendinden uzak tutma.Mutsuz hissetmeyeceğinin sözünü veriyorum bu şartlarda. İstediğin her şeyi ya da zevk aldığın her şeyi gözünün önünde tut. En zor anında bile gözün dalar giderse bile gördüğü şey umut olur, toparlar insan kendini.
İnsan değerinin bu kadar yukarıda olması çok güzel hissetirir bana. Bunu görmeyen insanlara hatırlatın.İnsan güzelliğinin farkında olsun. İnsan kendini sevsin, kuru bir dış güzellikten bahsetmem böyle bir istekte, içinde bilir ya insan kim olduğunu ve başka kimse onu bilmez işte insan onu sevsin. İnsan ancak öyle başkalarını sevebilir, hobilerini sevebilir insan kendinden başlar ve öyle bir geçer zaman ki ne zaman büyüdüğünü hatırlayamadığını sorguladığı yıllar gibi ne zaman göçtüğünü hatırlayamayacak anları yaşayacak her insan.

İnsan hayatımın konusu olmaya devam edecek.. İlginize ve buraya kadar okuduğunuz için sizlere teşekkür ederim. Yolun en başından yazdığım son mısrayla..
“Sevgi, saygı, yol ile”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir