Gözlerimizin kısıldığı manzaraların yaratıcısıdır; şehirlerin sırtları, şehirlerin yıkılmayanları, şehirlerin kaleleri. Mücadelelere, imparatorluklara, kazananların uyruklarına aittir; ince işçilikleri, oymacılıkları ve renkleri. Yolculuklarımın en zorlayıcı ulaşımları olmuşlardır, yük üstüme birkaç defa binmeden, ter alnımdan bir şişeyi dolduracak kadar akmadan, bir şehre sahip olmanın sırtından vermeden olmayacağını anlatarak, en zora merdiven dayayarak ulaştıran, sonucunda da iyi ki dedirten yerlerdir kaleler. Gökyüzüne hakim olan değerliliği, herkesin kendinde bir vatan duygusu hissettirecek kadar öznel duygulara da hakimdir adeta. Orayı hissetmek, yaşananları içinde okumak ve bir borç olan teşekkür etmek içine ait olduğumuz toprağına yüz koyduğumuz memleket için gerekliliktir, naçizane fikrimle. Yolculuğunuz geçerken şehir tabelalarından şehrin sırtına sırt dönmeyin, haritanızı çıkarın ve başlayın adımlara. İşte Türkiye’nin sırtı en görkemli kaleleri;
Gaziantep, Yavuzeli: Rum Kale
Rize, Çamlıhemşin: Zil Kale
Afyonkarahisar, Merkez: Afyon Kalesi
Ankara, Altındağ: Ankara Kalesi
Antalya, Alanya: Alanya Kalesi
Aydın, Kuşadası: Güvercinada Kalesi
Bayburt, Merkez: Bayburt Kalesi
Çanakkale, Eceabat: Kilitbahir Kalesi
Elazığ, Merkez: Harput Kalesi
Van, Merkez: Van Kalesi
Mersin, Erdemli: Kız Kalesi
Nevşehir, Uçhisar: Uçhisar Kalesi
Not: Yazı kapağı, Rize’nin Pazar ilçesinde bulunan Kız Kalesi’dir.