Sohbet edebilmek bir yetenek midir? Sohbeti yaratabilmek ve sürekliliğini sağlamak kişisel gelişim ile ilişkilendirilebilir mi?
İşte bugün biraz bu konu hakkında düşüncelerimi belirteceğim.
Sohbet etmek insan varlığının genel bir ihtiyacı olarak belirtilir ve yıllardır bu konuyla ilgili yazan insanlar diyalogların faydası üzerine söylemlerde bulunmuşlardır, araştırma yapmışlardır.
Sohbet etmek ihtiyaçtır doğru lakin sohbet etmek doğru ve yanlış sohbet olarak içinde yine genel bir duruma ayrılır. Doğru ve yanlış başlıkları oldukça yine genel bir tanım olduğu için bunu sizlere açıklayarak belirteceğim.

Sohbet demek bir işi paylaşırken yapılan bir soru-cevap diyaloğu değildir. Sohbet etmek demek alışveriş yaparken tanıştığın insan, esnaf değildir. Bir konuşma ayaküstü olduğunda adı yine sohbet değildir. Sohbet etmek bence önce karşına sohbet edebileceğin değer de birini görmek demektir.
Toplum dilinde ki sohbet, karşı çıktığımız sohbet, kendi oturmuş dilinde ki anlamıyla daimi kalacaktır. Burada bahsettiğimiz sağlıklı bir diyalogun, duygulara hitap eden düşüncelerin, beynin algoritmasını ileriye taşıyan fikirlerin gerçekçi olduğu sohbet yerleridir. O yüzden belli kuralları vardır. Buna çizgiler, şeritler de diyebiliriz ki bu konu özel alana girdiğiniz yerdir çünkü.
Her şey öncelikle tanışmakla başlar insan’ın karşısında ki insanın yetiştiği coğrafyayı bilmelidir. Kültürü dinlemelidir. Önemli olan asıl şey sohbete başlamadan tanışma zamanında karşıda ki kişiyi iyi dinlemektir.
Dinlemek doğru soruları yaratır. Soruların kaynağı önce dinlemek, sonra algılamak, sonra yönelmektir. Karşısında ki kişiyi iyi dinlemeyen birey büyük olasıkla ona doğru soru soramayacaktır. Tanışmanın devamı doğru işlediği takdir de kişi kendini kasmamalıdır.
Makam, mevki farkları doğuran konuşmaların yine burada sohbet doğuramayacağı açık açık bellidir. Karşısında ki insana mevki taşıyan her bir kimse bundan uzaktır.
Anadolu coğrafyası çocukları ve bunun çoğunluk olarak okul, defter, kitap görmemiş büyük çoğunluğu ya erken yaşta anne olmuş ya da erken yaşta bir makinenin ustası olmuş kişilerin hayatlarında sohbet hep yakın çevreden oluşmuştur. Mevki taşıyan her bir kimse o aileden oldukça uzaktadır. Onunla bir sohbet etmek değil ona bir hizmet sunmak için diyalog kurulur. Tamamen içerisinde yükümlülük barındırır. Çünkü fark erken yaşta ona yine anne babasından işlenmiştir. İnsan bu dünyada yüzyıllardır bir emir kulu olmuştur. Kendine bakamayan insan olarak kalmıştır.
Eğer gelişen teknoloji modası olmasa ve bu toplumun fakir aile bireylerine kadar ulaşmasa şimdi bahsedeceğim yeni bir doğuşu daha uzun süreli bekleriz diye düşünüyordum.
Coğrafyamızın zorunlu okul eğitiminin lise düzeyinde olması ve bu kapının ardının üniversitesi olması burada en büyük etken. Okuyan, bilinçli bir aileden gelemeyen bir aile ferdi çocuk dahil lise yıllarından sonra kendi mesleğine yönelik okulu tercih edebilmesi çok önemli.
Zorunlu eğitimin yeni nesil çocuklarda para kaybı olarak görülmemesi, neredeyse en ücra ilçelere bile, belki yeterli belki yetersiz, bilim kapıları gelmesi oldukça önemli. İçinde bilimi anlatabilecek yeteri kadar insanı biriktirmeye yetmese de aynı çatı altında toplanabilir bir sınıfın, fikirler ayrılığının ve bütünü olarak insan gelişiminde oldukça önemli bir yeri oluşur.

Bir bahçe etrafına toplanan gençlerin, farklı meslek gruplarına ait branş içinde olması ve bunu ortak paydada buluşturan derslerin olması da ayrıca önemli. Burada geliyorum ki yeni bir insanın, hiç görmediği bir insanla karşılaşması için gerekli yere ait olması için, bu bu bahçeyi her zaman daha fazla üretmeliyiz demek. Gelecek kendini bulduğu yeri kaybetmeden kendi anne, baba, teyzeden daha çok çevre oluşturmasıyla bu hikaye de devam edecek anlamına gelir.
Bir okul bahçesi sağlık, adalet, ilim, teklonojiyi bu şekilde büyütebilir. Mesleki konulara, farklı branşlardan gelinen ve yorum yapılan işler ile hem kişi hem de işi büyür.
Bu da demek oluyor ki yeni nesil artık insana çok rahat ulaşabilen bir durumda. Yeni nesil daha eşit bir durumda. Geleceğe yönelik doğru bir genelleme de.
Peki buraya kadar gelişen bir topluluk, kurulu hazır bir bahçe, ulaşım sağlanan yüzlerce dönen tekerlek.. Artık iyi bir diyalog için yeterli mi?
Başlamadan önce tanışma aşamasında öğreniceklerini ya o bahçeden ortak payda alıp vererek kazandın ya da dönen tekerlekler ile kilometrelerce yol gittin kendine ait bir bahçe buldun.

Yıllardır aldığın eğitimlerin kendinle ne kadar bağdaştırıcı olduğu son noktadasın. Burada konu olarak sohbet bir yetenek miydi? Genelleme miydi? Soruların cevapları detaylarıyla verildi tek soru kaldı.
Ya kişisel gelişim? İşte burada eğitimlerin dile dökümü kişisel gelişim ile sağlandığını kesinlikle söylemek isterim. Çok bilgi sahibi olmaktan, çok laf döndürmekten daha anlamlı bir konu üzerinde hayat hikâyenin bir parçası aldıklarını karşındakini tanıyarak, yavaş yavaş dinlemek, anlatmak ile başlıyor. Yeteri kadar tanıyamadığımız kendimiz ile başlayan sohbet yarıda kalan sohbetlerin başlangıcıdır. Kendini tanı, karşındakini dinle. Bildiklerini öğüt ve sakince konuş. Kimse birbirinden ayrışmıyor. Her sohbet her evde hakim. Yeni tanıştıklarından korkma, tanışabilmiş olmanın gururunu hisset. Her bir yetenek keşfedilen kadar birikim toplar. Sorunun cevabını ben gelişim ile bağdaştırıyorum. Ama sen bir yetenek dersen onada altını doldurmadığın hiçbir yetenek gün yüzüne çıkacak kadar cesaretli olamaz diyorum. En azından benim bahsettiğim sohbet edebilmek anlamında bu böyle. Dünyaya ulaşabileceğin en önemli şeydir konuşmak her zaman devam et. Soruların cevaplarını aldıysan bitiriyorum analizlerimi. Sevgi, saygı, yol ile.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir